Son yıllarda sıklıkla duyduğumuz "sürdürülebilir gıda" anlayışı, insanların beslenme alışkanlıklarını ve atık yönetimlerini köklü bir şekilde değiştirmeye başladı. Artık etkili bir şekilde değerlendirilebilen birçok gıda maddesi, geçmişte "israf" olarak görülen kalıntılardan oluşuyor. Bu yazıda, dünyanın dört bir yanında yıllardır göz ardı edilen ve çöpe atılan bir besin maddesinin nasıl bir zincirleme değişim sürecine girdiğini inceleyeceğiz: Protein zengini yenilebilir böcekler.
Çoğu insan için böcekler, adından bile tüyleri ürperten birer yaratık. Ama aslında dünyanın birçok yerinde böcekler, tarih boyunca başta protein kaynağı olmak üzere çeşitli faydaları ile tanınıyor. Asya ve Afrika'nın bazı bölgelerinde, çeşitli böcek türleri protein açısından son derece zengin besinler olarak tüketiliyor. Ancak, batı kültüründe böcekler genellikle dışlanmış ve sıklıkla birer "pislik" unsuru olarak algılanmıştır.
Gelişen teknolojiler ve artan gıda maliyetleri ile birlikte, böceklerin besin değeri gün yüzüne çıkmaya başladı. Örneğin, yer kurdu ve buğday böceği gibi bazı türlerin, pirinç ve etle kıyaslandığında protein oranları çok daha fazla. Üstelik bu canlıların üretilmesi, geleneksel tarım yöntemlerine göre hem daha az su isterken hem de sera gazı emisyonları çok daha düşüktür. Artık doğal kaynakların sınırlı olduğu günümüzde, böcekler sürdürülebilir gıda yaklaşımlarının en önemli unsurları arasında yer alıyor.
Böceklerin ekonomik değeri de hızla artış gösteriyor. Özellikle son iki yılda, protein zengini yenilebilir böcekler, yüksek protein oranları ve sürdürülebilirlikleri sebebiyle büyük pazar potansiyeline sahip hale gelmiş durumda. Bugün birçok restoran menülerinde böcekle hazırlanmış yemekler görülmekte ve bu durum, böceklerin gelecekte nasıl bir yer edineceği ile ilgili fikir veriyor. Kilosu 3 bin TL'ye kadar ulaşabilen yenilebilir böceklerin, sadece insanlar için yiyecek değil, aynı zamanda hayvan yemi olarak da kullanıldığı biliniyor.
Bu hızlı değişim, hem gıda güvenliği açısından hem de sürdürülebilir tarımın biraz daha ön plana çıkmasına sebep oluyor. Ayrıca, böceklerin protein değeri o kadar yüksektir ki, gelecekte insan nüfusunun artışı ile birlikte temel besin kaynakları arasında yer alması bekleniyor. Uzmanlar, dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyara ulaşacağını öngörüyor ve bu durumun gıda kaynaklarının nasıl yönetileceğini yeniden düşünmeyi gerektirdiğini ifade ediyorlar. İşte böcekler bu noktada devreye giriyor.
Böceklerin sağladığı faydalar bununla da sınırlı kalmıyor. Zengin besin içeriği ile birlikte böceklerin, vitamin, mineral ve sağlıklı yağ asitleri bakımından da oldukça zengin olduğu araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Ayrıca, böceklerin üretim süreci diğer hayvanlara göre çok daha hızlı ve az maliyetli. Sadece birkaç haftada büyüyen larva ya da böcekler, büyük bir gıda krizi ile baş etmede önemli bir çözüm önerisi sunuyor. Böylece, çevre dostu bir gıda üretimi sağlanırken, gıda güvenliği de artırılmış oluyor.
Son olarak, böcek tüketiminin yaygınlaşması için eğitim ve farkındalık çalışmaları da büyük önem taşıyor. Çoğu kişi böcek yiyebileceği düşüncesine hala sıcak bakmıyor; ancak yeni nesil gastronomi dünyası ve sağlıklı yaşam trendleri ile birleştiğinde, böceklerin masa alışkanlıklarımızda önemli bir yer edineceği düşünülüyor. Bunun yanı sıra, böcekleri besin olarak kullanmanın hem besin çeşitliliğini artıracağı hem de gıda israfını önleyeceği önemli bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Kısaca, geçmişte çöpe atılan bu protein zengini besin, şimdi 3 bin TL’ye satılıyor ve gelecekte yemek kültürümüzde çok daha fazla yer edinecek. Bu yeni gıda trendinin, hem çevresel hem ekonomik faydaları ile gelecek nesillere sürdürülebilir bir örnek teşkil etmesi, böcekleri gıda zincirinin vazgeçilmez bir parçası haline getirecek.