Son günlerde Ortadoğu'da yaşanan gerginlik, İsrail'in Gazze'ye yönelik düzenlediği saldırılarla yeniden alevlendi. Bu duruma dünya genelinden güçlü tepkiler gelirken, ABD yönetiminin destek mesajları ise tartışmalara yol açtı. İşte, İsrail'in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırılar ve bu olayın ardından meydana gelen uluslararası tepkilerin detayları.
İsrail, Gazze'ye yönelik son saldırılarını 2023 yılının Ekim ayında gerçekleştirdi. Bu saldırılar, bölgedeki uzun süreli çatışmaların bir devamı niteliğindeydi. Geçmişte özellikle Hamas ile yaşanan çatışmaların getirdiği gerilim, bu son olaylarla yeniden başladığı görülüyor. Kısa süre içinde sivil hedeflerin de vurulması, uluslararası insan hakları örgütleri ve devletler tarafından büyük bir kınama ile karşılandı. İsrail, saldırıların meşru savunma amacı taşıdığını savunsa da, birçok ülke bu argümanı kabul etmemekte ve sivil kayıpların artmasına dikkat çekmektedir.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri, olayları izlemek üzere kurulacak bir soruşturma komitesinin önemli olduğunu vurguladı. Genel Sekreter, sivil halkın korunmasının uluslararası hukukun bir gereği olduğunu hatırlatarak, dünya ülkelerini olaya daha fazla duyarlı olmaya davet etti. Türkiye, Arap ülkeleri ve birçok Avrupa ülkesi, İsrail'in saldırılarına derhal son vermesi çağrısında bulundu. Özellikle Türkiye, bu olayları 'savaş suçu' olarak nitelendirerek, uluslararası arenada konuyla ilgili güçlü bir hamle yapılmasını istedi.
ABD, olaylar yaşanmaya başladığından bu yana İsrail’e destek veren açıklamalar yapması ile dikkat çekti. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamalarda, İsrail’in kendi topraklarını koruma hakkına sahip olduğu belirtildi. Ancak bu tutum, birçok insan hakları aktivisti ve sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirildi. ABD’nin bu desteği, özellikle sivil kayıpların artmasıyla birlikte daha fazla sorgulanmaya başlandı. Sosyal medya üzerinde '#StopUSArabSupport' gibi hashtag'ler ile protestolar düzenleniyor. Bu durum, ABD’nin Orta Doğu politikasının yeniden gözden geçirilmesine yönelik çağrıları da beraberinde getiriyor.
Dünyanın dört bir yanındaki insanlar, gösteriler düzenleyerek İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını kınadı. Farklı ülkelerden gelen protestolar, halkın bu konuda ne kadar duyarlı ve tepkili olduğunu gösterdi. Fransa’dan Almanya’ya, Amerika’ya kadar geniş bir yelpazede, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar, barış çağrısıyla sokağa döküldü.
Özellikle sosyal medya, bu saldırılara karşı duyarlılığın artmasında önemli bir rol oynuyor. Dünya genelinde gençler, Gazze'deki durumu anlatan ve yardım çağrısında bulunan paylaşımlar yaparak, kamuoyunu bilgilendirici içerikler üretiyorlar. Bu konuda hashtag’ler ve viral videolar, farkındalığın artmasına büyük katkı sağlıyor.
Sonuç itibarıyla, İsrail’in Gazze’ye yönelik son saldırıları, dünyanın çeşitli bölgelerinde ciddi tepkilere neden olmuş ve uluslararası ilişkilerde yeni tartışmalara yol açmıştır. Her ne kadar bazı ülkeler bu durumu kınasa da ABD gibi önemli devletlerin sağladığı destekler, çatışmanın sürdüğü bir ortamda diplomatik çözüm arayışlarını zora sokmaktadır. Diplomatik çabaların güçlendirilmesi ve tüm tarafların barış için uzlaşı sağlaması gerektiği yönündeki görüşler, bu süreçteki en önemli mesaj olmayı sürdürüyor. Barışın sağlanması için hem uluslararası toplumun hem de bölgede etkin olan güçlerin üzerlerine düşeni yapması bekleniyor.